Psikofarmakoloji Nedir? – Tanım ve Tarihçe
Psikofarmakoloji Nedir? - Tanım ve Tarihçe
0

Psikofarmakoloji, reçeteli ilaçların, yasal ilaçların ve yasa dışı ilaçların davranışları tahmin edilebilir şekillerde nasıl değiştirdiğini anlamamıza yardımcı olur. Bu makalede psikofarmakoloji alanı hakkında genel bilgiler yer almaktadır.

Psikofarmakoloji

Psikofarmakoloji, davranışlarla ilgilenen psikoloji ve ilaç etkisini inceleyen farmakolojinin bir kombinasyonudur. Psikofarmakoloji alanının temel amacı, ilaçların davranış üzerindeki etkilerini incelemektir. Farklı ilaçlara karşı gösterilen biyolojik tepkimizi ve dolayısıyla davranışımızı nasıl değiştirdiğini açıklamaktadır. Psikofarmakolojide araştırmacılar, farklı ilaçların ruh halini, duyumları, bilişi veya motor davranışları nasıl değiştirdiğiyle ilgilenmektedir.

İlgili Makale: Hipernatremi: Tanımı, Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

İlaçlar Davranışı Nasıl Etkiler?

Bir ilacın davranış üzerinde etkili olabilmesi için vücutta bir hedef bölgesine sahip olması gerekir. Çoğu ilaç, nörotransmitterlerin çalışma şeklini değiştirerek vücutta yanıt oluşmasını sağlar. Nörotransmitterler, sinir sistemi tarafından gönderilen kimyasal mesajlardır. Sinir sistemi hücreleri arasında iletişimi sağlarlar. Hücreler arasındaki iletişim değiştiğinde davranışları da değişir. Örneğin, alkol kullandığınızda, nörotransmitter GABA’da değişikliklere neden olur. Bu değişiklikler daha sonra gevşemede artış gibi değişen davranışlara yol açar.

İlaçları ve davranışlar üzerindeki etkilerini incelerken, psikofarmakologlar en çok ilacın iki farklı yönüyle ilgilenirler. Önce ilacın farmakokinetiği incelenmektedir. Bu, ilacın vücut tarafından nasıl emildiğini, vücut sistemlerine nasıl dağıldığını ve vücudun maddeyi nasıl metabolize edip attığını inceledikleri anlamına gelmektedir.

İlaçlar Davranışı Nasıl Etkiler?
İlaçlar Davranışı Nasıl Etkiler?

İkinci olarak, araştırmacılar , ilacın vücuttaki çeşitli nörotransmitterler, reseptörler ve diğer etki alanları ile nasıl etkileşime girdiğini inceleyen farmakodinamiği araştırmaktadırlar. Bu iki alanı incelemek, bilim insanlarının ilacın nasıl çalıştığını görmelerine ve ilacın davranış üzerinde ne gibi bir etkisi olacağını tahmin etmelerine olanak tanımaktadır.

Psikofarmakoloji alanındaki kişiler, ilaçların nörotransmisyonla çeşitli şekillerde etkileşime girebileceğini keşfettiler. İlk olarak, bir ilaç agonist etki, yani nörotransmitterle aynı etkileri oluşturabilir. Örneğin eroin, vücutta bulunan opioid nörotransmitterlerle aynı kimyasal şekle sahiptir. Bu nedenle, eroin kullanıldığında vücuttaki opioid reseptörlerine bağlanır ve öfori duyguları da dahil olmak üzere davranışta değişiklikler üretir.

İlaçların davranışı etkilemesinin bir başka yolu, reseptör bölgesini bloke etmektir. Örneğin, bazı antipsikotik ilaçlar, dopaminin reseptör bölgelerindeki etkilerini azaltmak için dopamin reseptörlerini bloke eder. Bu tür ilaçlar , nörotransmittere zıt olarak çalıştıkları için antagonist ilaçlar olarak sınıflandırılır .

Diğer ilaçlar, üretimlerini, salımlarını veya deaktivasyonlarını değiştirerek nörotransmitterleri etkiler. Muhtemelen en iyi bilinen ilaç sınıflarından biri, seçici serotonin geri alım inhibitörleridir (SSRI’lar). Bu ilaçlar, serotonin geri alımını engelleyerek çalışır. Bu etki, serotoninin deaktivasyonunu engeller. Sonuç olarak, vücutta daha yüksek seviyelerde serotonin bulunur. İlaçların davranış üzerinde etkili olabilmesi için, bir nörotransmiterinkine benzer bir kimyasal yapıya sahip olmaları gerekir.

İlgili Makale: Tiroid Bezi: Fonksiyonlar, Kalsitonin ve TSH

Tarihçe

İlaçların insanlar tarafından kullanımı tarih boyunca görülmektedir. Örneğin, birçok eski kültür şifalı olduğuna inandığı bitkileri kullanıyordu. Diğer kültürler, ekonomilerinin bir parçası olarak tütün, kokain ve afyon gibi uyuşturucuları kullandılar. Freud’un kokain gibi uyuşturucuların farklı davranışsal etkileri hakkında yazdığı da bilinmektedir. Bununla birlikte, psikofarmakoloji alanı son 100 yılda gerçekten büyük ölçüde gelişti. Bu süre zarfında araştırmacılar daha çok, ilaçların farklı koşulları tedavi etmek ve insanlara yardım etmek için nasıl kullanılabileceğine bakmakla ilgilendiler. Ayrıca yasadışı uyuşturucu kullanımının davranışları nasıl etkilediğini de  araştırdılar. İlk araştırmalar, aşıların farklı bozuklukları tedavi etmek için nasıl kullanılabileceğine odaklandı. Uyuşturucular ve davranış üzerindeki etkileri hakkında resmi araştırma ilk olarak 1950’lerde yapıldı. Antidepresan ve antipsikotik ilaçlar, farklı psikolojik bozuklukların tedavisindeki etkinlikleri açısından incelendi. Bu ilaçların başarısı, farklı davranış bozukluklarını tedavi etmek için diğer birçok doğal ve sentetik ilacın keşfedilmesine yol açtı.

Bununla birlikte, uyuşturucularla ilgili erken araştırmalar iyi düzenlenmemişti ve yeni psikolojik ilaçları denemek riskliydi. Uyuşturucu kullanımının riskleri daha fazla bilinir hale geldikçe, Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), uyuşturucu araştırmalarının yürütülme şeklini düzenlemek için devreye girdi. Uyuşturucu testi ile ilgili mevcut yasalar, ilaçların insanlara ulaşmadan önce birkaç klinik aşamadan geçmesini gerektirmektedir. İlaçların etkilerinin çoğu hayvanlarda incelenmiştir. İlaçlar, bu klinik aşamaları başarıyla geçene kadar insanlara verilmez.

Günümüzde İlaç Geliştirme

Genel olarak yeni bir ilacın geliştirilmesi yaklaşık 12-15 yıl sürer. Geliştirilen veya araştırılan ilaçların sadece yaklaşık % 10’unun insan üzerinde test edilebildiği unutulmamalıdır. Ek olarak, insanlarda test edilen ilaçların sadece yaklaşık 5’te 1’i onaylanmıştır. İlaç geliştirme işlemlerinin maliyeti 1 milyar dolara kadar çıkabilmektedir.

Makale Özeti

Psikofarmakoloji, ilaçların vücuttaki belirli hedef bölgelerle etkileşime girme biçimini inceleyerek ilaçların davranışı nasıl etkilediğini inceleyen bir çalışma alanıdır. Alan, nörotransmisyonun ilaçlar tarafından nasıl değiştirildiğine bakmanın yanı sıra, ilaçların vücutta nasıl dağıtıldığını ve metabolize edildiğini de inceler.

Alan tarihi boyunca, davranışsal sorunları çözmemize yardımcı olmak için farklı ilaçlar incelenmiştir. İlaç geliştirme maliyetli bir süreçtir, bilim adamları insanları tedavi etmek için ilaç geliştirmenin ve kullanmanın yeni yollarını aramaya devam etmektedir.

İlgili Akademik Makaleler

Temel psikofarmakoloji

Psikofarmakolojik ajanlarla yapılan intihar girişimlerinde risk etkenleri

Türkiye’deki Ruh Hastalıkları Hastanelerindeki Psikofarmakolojik Tedavilerin Kalite Yönünden Değerlendirilmesi.

Nörosteroidler: Psikofarmakolojik ve Davranışsal Etkileri.

Şizofrenide Depresif Belirtilerin Önemi ve Psikofarmakolojik Sağaltımı.

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 3
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım
Paylaş
İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir